Yaprak mantarları, klorofil taşımayan organizmalardır. Bu organizmaların sınıflandırılması, bitkiler alemi içinde ele alınmaları, uzmanlar arasında uzun yıllar boyunca tartışmalara yol açmıştır. Yaprak mantarları, başka bitkiler üzerinde parazit olarak, ölü bitkilerin üzerinde saprofit (çürükçül) veya başka canlılarla simbiyotik (tamamlayıcı ilişki) bir yaşam sürdürürler. Üremeleri sporlar yoluyla gerçekleşir. Toprağa dökülen sporlar, rüzgarla ya da böceklerle çevreye dağılır ve toprakta yıllarca yaşayabilir.

Yaprak mantarları nemli ve karanlık ortamlarda gelişirler. Bu nedenle genellikle yağmurdan veya seralarda sulamadan sonra topraktaki ve kompostta sporlar çimlenerek oluşurlar. Çevrede, yenebilen ve zehirli olan yaprak mantarları yan yana yetişebilmektedir. Yenebilenlerle zehirli olanlar arasında fark edilemeyecek kadar benzerlikler olduğu tespit edilmiştir. Bu farklılıkları ancak mantar bilimi konusunda uzman olan kişiler tespit edebilirler. Zehirli mantarların tadı, etinin rengi veya kokusu ile zehirli olup olmadığı anlaşılamaz.

Mantar cinsleri arasında 60'a yakın tür bulunmaktadır. Bu türler arasında Amanita cinsi ayrı bir öneme sahiptir. Amanita türleri ise şunlardır:

Bu türlerin en belirgin özellikleri arasında; şapkasının altında beyaz renkte ışımsal perdeler (lameller) bulunması, sapın orta kısmında sapı saran bir yüzük şekline halka taşıması ve sapın alt kısmında yumurta kabuğu biçiminde bir çanak şekline sahip olması bulunmaktadır. Yenebilen Amanita caesarea'nın türlerinin oluşumunun ilk saatlerinde lamel ve sap kısmı altın sarısı rengindedir.

Kalsiyum, potasyum, fosfor, bakır ve demir yönünden çok zengin olan yaprak mantarları, kalp, damar, şeker ve anemi hastalıklarının panzehiri konumundadır. Ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirdiği gibi hastalıklara karşı etkili bir bitkidir. Aynı zamanda vitamin deposu olan yaprak mantarları, bünyesinde B vitaminleri (B1, B2, B3, B5, B7), C ve D vitamini bol miktarda bulundurmaktadır.

Yaprak mantarlarının bilinenler arasında en iyi bitkisel protein kaynağı olduğu, yorgunluğu giderdiği, düşünme ve öğrenme yeteneğini geliştirdiği ve bedenin gelişmesine yardımcı olduğu bilinmektedir. Ayrıca bağırsakların çalışmasını sağlar ve lentinan adı verilen maddenin tümörlerin oluşumunu azalttığı bilinmektedir.